Avrupa Komisyonu 2020 Türkiye Raporu’nda “Fasıl 23: Yargı ve temel haklar:” bölümünde şöyle denilmektedir:
“Gelecek yıl, Türkiye’nin:
- yargının, görevlerini Avrupa standartlarına riayet ederek bağımsız ve tarafsız şekilde gerçekleştirmesine imkân tanıyan siyasi ve hukuki bir ortam oluşturması; yürütme ve yasamanın kuvvetler ayrılığı ilkesine tam olarak riayet etmesi suretiyle adli sorumlulukları güçlendirmesi ve AİHM içtihadına uygun bir biçimde karar alması gereken Anayasa Mahkemesi kararlarına alt derece mahkemeleri tarafından riayet edilmesini sağlaması;
- yürütmenin rolü ve etkisinin sınırlı olması için HSK’nın yapısını ve üyelerinin seçim sürecini değiştirmesi ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun veya üst düzey yetkililerin adli süreçlere müdahalesine karşı güvenceler getirmesi gerekmektedir.”
Derneğimiz, son birkaç yıldan bu yana Türkiye’deki sorunların çözümüne uygun özgün bir çözüm tasarlamış bulunmaktadır. Daha detaylı olarak bir iki ay içinde tamamını kamuoyu ile paylaşacağımız çözüm önerimiz ana hatlarıyla şöyledir:
Mevcut Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nu “Adalet Yüksek Kurumu” adlı yeni bir düzenleyici kuruma dönüştürmeyi öneriyoruz. Kurumu kaliteli yargı hizmeti üretimine odaklı, tam şeffaf ve hesapverir ve tamamen bağımsız olacak şekilde tasarladık. Bizler; Adalet Yüksek Kurumunun topluma kaliteli yargı hizmeti verilmesini sağlayarak yargının tam bağımsızlığını gerçekleştirebileceğine inanıyoruz.
Adalet Yüksek Kurumu aşağıdaki temel özelliklere sahip olacaktır:
- Hukuk meslekleri kendi bağımsız mesleki kuruluşlarına sahip olacaklar;
- Toplumun her kesiminden yargı hizmetleriyle ilgili paydaşlar Adalet Yüksek Kurumunda temsil edilecek; politika oluşturma ve karar alma sürecine katılacaklar;
- Siyasilerin ve etki gruplarının yargı kararlarına ve icraatlarına etkisi kesin olarak önlenecektir.
- Yargı teşkilatına, unsurlarına ve işleyişine ilişkin her türlü işlemler ve kararlar yargısal denetime açılacak; bu amaçla uzman Adalet Yüksek Mahkemesi kurulacaktır.
- Kamu görevlilerinin soruşturmalarında ön izin şartı olmayacaktır. (mevcut durumda uygulanan izin şartı kaldırılacaktır).
Bu öneriyi hayata geçirmenin Türkiye’nin yargı gücünün etkinliği, verimliliği, şeffaflık ve hesapverirliği ile kuvvetler ayrılığına ilişkin sorunlarının çözümünde büyük ilerlemeler getireceğinden eminiz. Bu çözümün uygulamaya konulması, Rapor kapsamında tespit edilen diğer birçok problemi kendiliğinden çözecektir.