Asit atılarak yüzü yakılan, gözünü kaybeden Berfin Özbek’in uğradığı menfur saldırının bedensel hasarını ömür boyu taşıyacak olmasına karşın kanundaki en üst sınırdaki ceza verilmiş olan sanığın bir süre sonra serbest kalacak olması kamuoyunda derin bir adaletsizlik duygusuna yol açmış bulunmaktadır.
Bu karar, Anayasamızın m. 38’deki “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” hükmüne uygundur. Başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere devlet yetkililerimizin ve tüm hukukçuların karara saygı göstermesi, değerlendirmelerini hislerinin etkisi altında kalmadan sağduyu ile yapmaları, feverandan kaçınmaları; Anayasa m. 138’deki “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.” hükmüne riayet etmeleri gerekir.
Adalet, üzerinde önceden anlaşılan kuralların bağımsız ve tarafsız uygulandığına ve uygulanacağına dair inançtır. Adaletin sağlanabilmesi için hukuk kurallarının toplumsal mutabakatla, anlaşılarak belirlenmesi, doğru ve tarafsız olarak uygulanması şarttır. Adil olan kuralın kötü uygulanması adaletsizlik doğurur. Adil olmayan kuralın iyi uygulanması da adaletsizlik doğurur; hiç uygulanmaması ise hukuksuzluk, anarşi ve daha büyük adaletsizlik ortaya çıkarır.
Kamuoyu nezdinde adalet dengesinin kurulamadığına işaret eden Berfin Özbek olayı, ceza kanunumuz ve infaz sisteminin toplumun gerçeklerine uygun ve ihtiyaca cevap verir bir şekilde gözden geçirilmesine ve geliştirilmesine vesile olmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Daha İyi Yargı Derneği